Hastanemiz doktorlarından Uz.Dr. Murat ÖZCAN’ın 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü Konulu Bilgilendirme Yazısı
23 Aralık 2021

  •         1.Otizm Nedir?
  • Otizm sosyal etkileşimde, ilişki kurmada ve değişik aktivite ve davranışların kalitesi, sıklığı ve çeşitliliğinde belirgin bozukluk görülen gelişimsel bir hastalıktır. Genelde otizm 3 yaşından önce başlar ve sinirlerdeki bozukluklar ömür boyu sürer. Otizmli çocuklar değişik düzeylerde işlevseldirler ve genelde mental retardasyon ile ilişkilidir.

    1. Çocuklukta ve ergenlikte otizmin temel belirtileri nelerdir?

    Otizmi olan her bireyde belli bir belirtiler kümesi görülür; ilave olarak bazı bireylerde hastalıkla ilgili diğer bazı belirtiler de görülür. Belirtilerin ortaya çıkışı bireyler arasında, yaş ve gelişim düzeyleri değişik gruplar arasında önemli farklılıklar gösterir.

    Otizm Belirtileri

     

    Primer Belirtiler Sekonder Belirtiler

    (Tüm bireylerde bulunur) (bazı bireylerde bulunmayabilir)

    Anormal sosyal etkileşim Anormal hareketler

     

    Anormal iletişim gelişmesi Bilişsel bozukluk

    Anormal sembolik oyun kapasitesi Anormal duyu yanıtları

    Kısıtlı ve tuhaf davranış repertuarı Nörolojik anormallikler

    Üç yaşından önce başlaması Aşırı davranış problemleri

    1. Sosyal etkileşim nasıl etkilenir?

    Otizmde sosyal etkileşim he zaman etkilenir. Eksikliğin derecesi Asperger sendromunda sosyal etkileşimde hafif bir tuhaflık düzeyinde iken ağır durumlarda neredeyse tam bir kopma ve diğer kişilerin başlattığı sosyal ilişkiye kayıtsız olma şeklinde görülebilir. Sosyal eksiklikler yabancılar ve akranlarla birlikteyken en belirgindir; otizmi olan pek çok çocuk tanıdık kişilere diğerlerinden farklı bir yakınlık gösterir ve primer bakıcısına bağlanma gösterebilir. Sosyal anormallikler zayıf göz teması kurma sosyal ilişki başlatamama ve ilginç veya hoşa giden deneyimleri diğerleri ile paylaşmayı fazla istememe şeklinde olabilir.

    Otizmi olan hastalar diğerlerinin duygularını anlatmakta ve kendi duygusal durumlarını vücut hareketleri ve yüz ifadeleri ile anlatmakta güçlük çekerler diğer insanların düşüncelerini ve bakış açılarını anlamakta da zorlanırlar. Ayrıca otizmi olan çocukların diğerlerinin hareketlerini taklit etmekte belirgin eksiklikleri vardır ve bu iletişimi, sembolik oyun oynamayı ve yeni davranışları öğrenmeyi olumsuz etkiler.

    1. İletişimin gelişmesi ne düzeyde anormaldir?

    Otizm hakkındaki literatür bilgisinin önemli bir kısmı konuşma dili gelişmesinde bozukluk üzerine odaklanmıştır. Ancak iletişim eksikliği konuşma bozukluğundan daha belirgindir. Otizmi olan bazı çocuklar davranışların bir iletişim aracı olduğunu anlamamaktadırlar. Örneğin ağır şekilde etkilenen çocuklar anne babanın gülümseme, kaş çatma ve jestlerinin ne anlama geldiğini kavrayamaz ve ek olarak davranışı bir iletişim aracı olarak kullanmazlar (örneğin işaret etmezler, göstermezler, göz teması kurarak anne-babanın dikkatini üzerlerinde tutmaya çalışmazlar.) Bu spektrumun daha hafif ucunda ise büyük ölçüde konuşabilen ancak dilin bazı pragmatik yönlerini kullanamayan hastalar yer alır. Bunlar çok konuşkan ve sosyal olmak isteyen kişiler olsa da normal konuşmadaki sırayla birinin konuşup diğerinin dinlediği paterne uymazlar ve espri ve ironi anlayışından yoksundurlar.

    1. Çocukluktaki Sembolik Oyun Nasıl Etkilenir?

    Otizmli çocuklar okul öncesi çocukların oynadığı bebekle oynama, rol alarak oynama ve drama oynama gibi taklit gerektiren oyunları oynamazlar. Bu konuda biraz yeteneği olanlarsa genelde tekrarlayıcı ve basit bir tarzda oynarlar.

    1. Otistik Bireylerde Hangi Tuhaf Davranışlar Karakteristiktir?

    Otistik çocuklarda merak, yaratıcılık ve kahramanlık öğelerinin belirgin olduğu klasik oyuncak oynama şekli genelde bulunmaz. Çoğu vakitlerini sınırlı bazı aktivitelerle geçirirler ki bunlardan çoğu objelerin her zaman aynı şekilde ve tekrarlayan kullanımı şeklindedir. (emme, sallama, sıralama, etrafta taşıma). Yaşla uyumlu oyunlar olsa da bunlar uygunsuz biçimde tekrarlanan davranışlardır. Otistik küçük çocuklarda suyla oynama, dönen veya hareket eden cisimleri izleme, televizyonda tekrar tekrar reklamlar ve müzik kliplerini izleme tipik alışkanlıklardır.

    Konuşma becerisi iyi gelişmiş olanlarda tercih edilen konular çok basmakalıp ve tekrarlayıcı tarzda, genelde belirli temalar üzerinedir. Ergen ve erişkinlerde ilgi alanları, aktiviteler ve konuşulan konular çok kısıtlıdır, ilgilenmenin hem yoğunluğu hem de içeriği kişiye özgüdür. Son olarak alışıldık davranışlar da veya çevredeki eşyalarda değişiklik yapmaya çok tepki gösterirler.

    1. Hastalığın Tipik Ortaya Çıkış Yaşı ve Belirtileri Nelerdir?

    Otistik çocuklarda belirtiler genellikle yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkar. Yaşamın ilk yılında paniklik veya alışılmadık derecede güç davranışlar ve taklide dayalı anne bebek oyunlarına isteksizlik sık olarak bildirilir. Ancak bazı çocuklar yaşamın ilk yılında belirti vermezler. 12 aydan sonra hastalığı ortaya çıkanlarda dil gelişimindeki bozukluk genelde ilk belirtidir. Çocuklar hiç konuşmazlar ya da normal çocuklardaki gibi ilk sözcüklerini 12-14 ay konuştuktan sonraki normal gelişimi göstermezler hatta bazen bu ilk konuşma kaybolabilir.

    1. Otizmde Görülebilecek Diğer Bulgular Nelerdir?

    Anormal Duyu Yanıtları: Otistik kişiler sıklıkla her tür duyusal uyarılmaya (görsel, işitsel, dokunma, ağrı) çok az veya çok fazla reaksiyon gösterirler.

    Stereotipik Davranışlar: Otistik kişiler duyusal uyarı sağladığı düşünülen tekrarlayıcı hareketler yaparlar (parmak ve el hareketleri, diş gıcırdatma, sıçrama ve kanat çırpma, bir yerine vurma, endişelendiğinde veya anksiyöz durumlarda bazı garip hareketler).

    Nörolojik anormallikler: Otistik kişilerin % 20-35’i ergenlikte veya erken erişkinlikte nöbet geçirmeye başlar ki bu zeka fonksiyonunu daha da bozar.

    İleri davranış bozuklukları:Otistik kişilerin küçük bir kısmında kendine zarar verme, yüksek düzeyde agresyon ve kırıp dökme şeklinde ileri davranış bozuklukları görülür.

    1. Otizmin Şiddeti Hangi Aralıktadır?

    Otizmde primer ve ilişkili belirtilerin hepsinin şiddeti değişkendir bu nedenle hastalık kişiden kişiye çok fazla farklılık gösterir. Benzer şekilde zeka düzeyi mental retardasyondan, normal hatta yüksek zekaya kadar farklılıklar gösterir. Spektrumun her iki ucundaki bireylere tanı koymak güçtür. Ağır otistik belirtileri ve ağır mental retardasyonu olan bireylerle, sadece orta veya ağır düzeyde mental retardasyonu olanları ayırmak zordur. Benzer şekilde belirtileri çok hafif olanlarla, öğrenme güçlüğü olanlar, kişilik bozukluklarına bağlı sosyal problemleri olan fertler pragmatik dil bozukluğu olanlar, sosyal anksiyetesi olanlar benzer görünebilirler.

    1. Otistik Çocukların Prognozu Nedir?

    Uygun ve yoğun bir eğitim ve tedavi ile otistik çocuklarda ilerleme görülür. Okul öncesi yıllargenelde en zor dönemdir çünkü bu dönemde otistik çocuklar en az sosyallerdir, en az iletişim kurarlar ve en fazla davranış problemleri vardır. Çocuklar büyüdükçe sosyal ve iletişim eksikliklerinin ağırlığı azalır. Çocuklar uygun eğitim ve tedavi hizmeti ve çevresel desteği alabilirlerse öğrenme çocukluk ve ergenlik boyunca sürer. Ergenlikle birlikte sosyal beklentiler artacağından bu dönem bazı otistik bireyler için zorlayıcıdır. İlave olarak bazı yüksek fonksiyonlu otistik ergen ve erişkinlerde depresif duygu durumu gözlenebilir.

    Otistik bireylerle çok sayıda takip çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalara göre otistik bireylerin % 5-17’si kendi başına çalışıp yaşayabilir. En önemli prognostik faktörler 5 yaş öncesi fonksiyonel dil kullanımı ve sınırın üzerindeki zeka seviyesidir. (IQ > 70 ). Ayrıca ihtiyaçlarının karşılandığı ortamlarda bulunan otistiklerin en iyi sonucu verdiği görülmüştür.

    İyi haber son yıllarda uygulanan erken dönem yoğun tedaviler sonrası bazı otistiklerin beklenmedik derecede iyi sonuçlarvermesidir.

    1. Otizmle Diğer Mental Bozuklukların İlişkisi Nedir?

    Otistik bireylerde diğer ruhsal hastalıkların belirtileri görülebilir. Eşlik eden durumların tedavisi otistik belirtilerin tedavisini de kolaylaştırır. Sıklıkla birlikte görülen bazı durumlar şunlardır.

    Duygulanım bozuklukları:Duygudurum ve kaygı bozuklukları otizmde belli bir sıklıkta görülür. Otistik bireylerde ve birinci derece akrabalarında depresyon sıklığı artmıştır. Otizmde kaygının da yüksek düzeyde olduğu bildirilmiştir.

    Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu:DEHB otistik çocukların bazılarında bulunur, hepsinde bulunmaz. Pek çok otistik çocuk aşırı hareketlilik ve yaptığı işi sürdürememe gibi DEHB belirtilerini gösterebilirler.

    Zeka Geriliği: Zeka geriliği otizm ile çok sık birlikte görülür. Ancak otistik çocuklarda bazı alanlardaki beceriler korunmuştur. Bu nedenle bu çocuklarda psikolojik testler yapılırken tanıyı iyi bilen klinisyenler tarafından yapılması ve yapılan zeka testinin bireyin kabiliyet ve anlayışı ile uyumlu olması gerekmektedir. Örneğin konuşma becerisi iyi olmayan otistik çocuklarda sözel olmayan zeka testleri yapılmalıdır. Zeka geriliği olmayan otistiklerde görsel becerilerin sözel becerilerden daha iyi olması ve somut problem çözmenin soyut bilgiye göre daha iyi olması gibi bazı belirgin bilişsel güçlü ve zayıf yönler vardır. Bu nedenle yüksek fonksiyonlu otistik bireylerde sıklıkla bir öğrenme güçlüğü profili vardır ve eğitimde bireysel yaklaşımlar gereklidir.